Tarihin doğduğu kent olan Tekkeköy ilçemizde, Cengiz İnşaat tarafından denizin doldurularak inşa edilmesi planlanan asit depoları, Samsun’un gündeminde. Bu tartışmalı konu, TBMM’de CHP Samsun Milletvekili Murat Çan’ın meclis kürsüsünden yükselen çarpıcı tepkisiyle bir kez daha ön plana çıktı.
Sayın vekilimiz Çan’ın vurguladığı gibi, bu projenin gerçekleştirilmesi, Karadeniz’e ve özellikle de Samsun’a yönelik büyük bir tehlike oluşturuyor. Denizin içine 25 futbol sahası büyüklüğünde bir dolgu sahası inşa edilerek, içinde sülfürik asit, silis, fosforik asit gibi kimyasalların depolanması, bölgenin ekolojik dengesini ve canlı yaşamını ciddi şekilde tehdit ediyor.
Gözler, bu projenin ne şekilde ilerleyeceğine ve bu yanlışın derhal düzeltilip düzeltilmeyeceğine çevrildi. Ancak Samsun’da yaşanan bu durum sadece bir örnek değil. Atakum ilçesinde devam eden dolgu projeleri ve daha önce yapılan yanlışların yine aynı hatayı tekrarlamak istemesi, şehrin geleceği adına endişe verici bir tablo ortaya koyuyor.
Bilim ve doğa ile inatlaşarak yapılan yanlış uygulamaların bedelini, Samsun ve çevresinde yaşayanlar ağır bir şekilde ödüyor, ödeyecek gibi de duruyor… Marina gibi projelerde yaşanan hüsranlar, yapılan yanlışların telafisinin mümkün olmadığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Ama yine de uslanmıyoruz. Gözlerini rant büyürüş siyasetçilerin Samsunlulara, insanlığına ihaneti bu!
Samsun’da, rant ve yıkım odaklı bir anlayışın hakim olduğu bir dönemden geçiliyor. Ancak bu durumun devam etmesine izin verilmemeli. Siyasetçilerin, doğayı ve çevreyi koruma sorumluluğu bulunuyor ve bu sorumluluk yerine getirilmelidir. Aksi takdirde, Samsun gibi güzel bir şehir ve Karadeniz gibi önemli bir coğrafya, daha fazla zarar görebilir.
Peki ya halkın yer almadığı bilgilendirme toplantısına ne demeli!
Tekkeköy ilçesinde düzenlenen kimyasal atık depolarıyla ilgili bilgilendirme toplantısı, halkın katılımı olmaksızın gerçekleştirildi. Tekkökey Sanayi Mahallesi muhtarının bile olmadığı bir toplantı… Tekkeköylü vatandaşlar ve mahalle sakinleri, bugünün iletişim imkanları kullanılarak davet edilseydi, muhtemelen tepkilerini ve eleştirilerini dile getirebilecekleri bir fırsat bulacaklardı. Ancak bu fırsat ellerinden alındı ve karar sürecine katılmaları engellendi.
Gelecekte düzenlenecek toplantılarda, halkın davet edilmesi ve katılımının sağlanması büyük önem taşımalıdır.
Sonuç olarak, Samsun’da yaşanan bu gelişmeler, sadece bir siyasi polemikten öte, doğrudan çevre ve yaşam kalitesini etkileyen bir meseledir. Yetkililerin bu konuya duyarlılık göstererek, halkın ve doğanın yanında durması ve yanlış uygulamalara derhal son verilmesi gerekmektedir.
Yoksa kötü senaryo sadece bizi değil geleceğimiz olan çocuklarımızı da etkileyecektir.
Sağlıcakla kalın…
