Sanat galerileri ve müzeler, aslında sessiz öğretmenler gibi. Her eser, her heykel, her tarihi obje bir ders niteliğinde.
Üstelik bu derslerde bilgiden çok daha kalıcı deneyim var!
Bir müze gezisi, sadece bilgi değil; estetik duyarlılık, kültürel farkındalık, sabır ve dikkat gibi becerileri de geliştiriyor. Özellikle çocuk yaşta bu deneyimlere maruz kalmaz, bireyin tüm yaşamına iz bırakıyor.
Öğrenme, dört duvarla sınırlı kaldığında ruhunu kaybediyor. Eğitim, sadece müfredata değil, hayata dokunmalı.
… Ve biz yetişkinler, onların en büyük rehberi.
Peki bu noktada bizler, veliler ve öğretmenler olarak ne yapabiliriz ? Küçük adımların büyük değişimlere kapı araladığını unutmamak gerekir.
Öğretmenler, ders konularını yerel sanatçılar ile işbirliği içinde işleyebilir, sınıfa bir sanatçı davet ederek çocuklara rol model sunabilir.
Veliler ise çocuklarıyla birlikte kültürel bir etkinliğe katılmayı alışkanlık hale getirebilir.
Ama ne yazık ki şehrimizde yok denecek kadar az resim sergileri, sanat müzeleri çocuklar ve gençler için bu dileklerimizi tamamen karşılayamıyor.
Çocukların ve gençlerin daha fazla sanatla buluşabildiği günlerin yakın olması dileğiyle.
Sanatla Kalın…