Pek çok ressam, müzisyen, şair, yazar daha verimli bir üretim için şehir değiştirmişler. Ruhlarına iyi gelen şehirler, kasabalar bulup orada eserlerini ortaya çıkarmışlar. Bir yazar huzuru bulmak için kasabaya yerleşmiş, bir ressam şehrin sembollerini, gün batımını, insanlarını yansıtabilmek için şehirler aramış… Bazıları da şanslı bir şekilde sanatın önemsendiği, değer verildiği şehirlerde doğmuş.
Doğup büyüdüğümüz şehirler, sosyal çevreler ve ekonomik şartlar hayatımıza şekil veren önemli etkenlerdir. Sanat ile uğraşmamış, imkanlar verilmemiş ebeveynler çoğu zaman kendileri gibi çocuklarına fırsatlar tanıyamayabiliyor. Bunların temelinde olan değişmesi gereken, gelişmesi gereken etken sosyal çevre. Sosyal çevreyi geliştirecek en büyük etken de yaşanılan şehrin kültürel yapısı.
Gelişmiş bir şehir denilince akla yüksek binalar, iş imkanları, ticari ve lojistik gelişmişliği, turizmi akla geliyor… Peki o şehrin sanatsal ve kültürel gelişimi için neler yapılıyor?
Sanat turizmi, sergiler, heykeller, dünyaca ünlü sanatçıların farklı zaman dilimlerinde eserlerini sergilemek, müzikaller, festivaller, şiir dinletileri… Bunlar bir şehrin gelişiminde, o şehirde büyüyen ve yetişen bireylerin gelişiminde büyük katkı sağlayan etkilerdir.
Şehrin çocukları için, gelişimi için, sanatsal ve kültürel farkındalıkları için, kendilerini keşfetmeleri için sanat turizmine yatırım yapılması, çocukların sanat ile iç içe büyümesi gerekmektedir.
Bunun için elimizden geleni yapıp, şehrimizde sanat faaliyetleri ile ilgili gelişimlere öncü olmaya çalışıp, bu şehrin çocuklarına özgüvenleri yüksek, kendini keşfetmiş ve ifade edebilen, istediği alanda kendini geliştirmiş bir bireyler olabilmeleri için gelecek hazırlamalıyız.
Doğduğumuz evin kaderini değiştirmek aslında hepimizin elinde…
Sanatla Kalın…
