Samsunspor kolay viraj olan Konya maçında spin atsa da daha zorlu virajı sorunsuz geçmeyi bildi. Konya’ya kaybettiğimiz puan için üzüntümüz geçmemişken Başakşehir’i yenmek ilaç gibi geldi. İlk yarısında iki takımın da varlık gösteremediği ama top kontrolünün rakipte olduğu maçın ikinci yarısı oldukça hareketliydi.
Zeki Yavru bu sezon oynadığı en iyi maçı çıkarırken 59. dakikada çizgiden çıkardığı top maç için bir kırılma anıydı. Bu durumdan 6 dakika sonra kendisinden beklediğimiz gibi tam bir pivot santrafor golü atan Marius da maçta en çok çalışan futbolcularımızdan biriydi.
Bola yine elinden geleni yaptı ve asist ile performansını taçlandırdı. Hatta Bola’nın bu performansı akıllara aynı soruyu getirdi, Gisdol hoca bize 1 sene Soner Gönül’ü neden izlettirdi? Gerçi Thomas Reis de Soner’i sonradan sol açığa alıyor. Bu da bize her hocanın bir takım okuyuş şeklinin olduğunu gösteriyor.
Drongelen’e talimat verilmiş gibiydi, Piatek’e daha sonrasında Djalo’ya sahada adım attırmama üzerine, ki öyle de oldu. Sahada adım atmadık yer bırakmadığı gibi takımımızı rahatlatan golü attı. Okan da keza kritik kurtarışlara imza attı.
Parantez açmadığım oyuncular kötü değildi ancak bal yapamadı. Konya maçının topla oynama yüzdesine göre ters bir istatistikle bu maçı 2 farkla kazanmak, bazı takımlara karşı oyunda topa sahip olma yüzdeliğinde üstün olmanın maç kazandırmadığını gösteriyor. Rakibe göre hazırlık demek bu demek. Thomas Reis eğer top kontrolünü rakibe kasıtlı bırakıp bu istatistiklerle maçın kazanılacağına takımı hazırladıysa bu galibiyet onun hakkıdır.
Hafta içi olmasına rağmen 10.060 kişinin tribünden takip ettiği maçta taraftarımız Konya maçına göre daha çok oyunun içindeydi. Reaksiyon anlamında daha etkiliydi. Gereken tepkiler hızlı bir şekilde sahaya yansıtıldı ve rakibe deplasmanda olduklarını hissettirdi.
Bir paragraf da stadyumdaki kantin fiyatlarına açalım. Kilosunu 75 liraya aldıkları çekirdeğin 200-250 gramını 75 liradan satılması hoş değil. Keza 20 lira tatsız bir çay için fazla. Hizmet kalitesi düşük ve çeşitlilik az. 90’ların okul kantinlerini aratır nitelikte. Keşke sosyal medyada gördüğümüz batı ülkelerindeki statlar gibi işlevsel kantinlerimiz olsa.
Son bir paragraf da stadyum yollarına açalım. Tüyap otopark ve VİP-Basın otopark araç çıkışları emniyet tarafından sanayi içerisine yönlendiriliyor. Ancak yönlendirenlerin ve yönlendirme kararı alanların dahi kendi araçlarını o yola sokmaktan imtina edeceği yola bizlerin araçlarını zorunlu halde sevk etmeleri üzücü. Stadyum çıkışının verildiği yolu yapmak bu kadar zor olmamalı.