Kıran kırana bir maç değildi. İki takım da çok hata yaparak oynadı. Defanstan çıkışta yapılan pas hataları, üçüncü bölgede organize olamama, orta alanda top kayıpları gibi konularda iki takım da birbiriyle yarıştı. Birçok istatistik Samsunspor’umuzdan yana olsa da izlenen oyun ve skor bu durumu yansıtmadı. Neticede bizim kadar kötü oynayan bir Kasımpaşa izledik. Hatta şunu rahatlıkla söyleyebilirim, maçın henüz üçüncü dakikasında gol yemeseydik, Kasımpaşa bize 90 değil 120 dk oynasak gol atamazdı ama biz de aradığımız golü bulamazdık. Maç boyunca bir daha tekrarlanmayan defans hatası ile adeta golü rakibe hediye ettik ama kendimizi bir türlü ödüllendiremedik.
Hocanın performanslarından memnun kalmadığı için oyundan çıkardığı Alim ve Marius’a ayrı parantez açılması lazım çünkü bugüne dek oynadıkları en kötü ilk 45 dakikaydı. 70. dakika itibariyle sağ kanattan daha etkili atak yapabilmek adına oyundan çıkarılan Holse ve Zeki’nin de son haftalarda performans olarak iyi olmadıklarını belirtmek lazım.
Bir yandan da sadece hocanın çıkardığı oyuncular düşük performans gösterdi diyemeyiz. Tabi ki sıfır pas hatasıyla oynama lüksümüz yok ama çok kritik anlarda eller ayağa dolaşır da gol atamazsan veya o kritik pası veremezsen maçın kaderini sen belirlersin. Attığın her pasın başarı oranı günün sonunda maçın kaderini belirler, bunu pası atarken bilemezsin ama biliyormuş gibi gayret gösterebilirsin. Mesela Bennasser karşıladığı rakibinden topu söküp aldıktan sonra ara pasını iyi atamayıp Marius’la buluşturamayabilirdi. Ama atabildi fakat Marius kendisinden bekleneni yapamadı, ya da biz kendisinden çok şey bekler olduk. Sonuç olarak Marius bunun cezasını çekti ve oyundan alındı. Yerine giren Dimata da kötü performans gösterince kanatların, orta sahanın ve hatta stoperlerin şapkadan tavşan çıkarmasını bekledik. Öyle ki Drongelen en çok şut denemesi yapan oyuncumuz olmuş oldu. (4’te 0)
Taylan ve Emre’nin performansları da özellikle kritik anlarda iyi değildi. Her ikisinin de en kritik anlarda hata yapması da Marius’un kaçırdığı gol kadar dikkat edilmesi gereken bir nokta. 36 pasın 27 tanesini başarıyla atan Taylan, on numara pozisyonunda oynamasıyla da alakalı, isabetsiz attığı 1-2 pas pozisyonunda ah vah dedirtti. Emre’nin de ‘işte şimdi’ diyeceğimiz bazı paslarında başarı yoktu. 47 pasta 32 başarıyla oynayan Emre, başarısız olduğu 15 pasın yüzde %50’sinde tehlikeli atak oluşturabilecek paslar verebilirdi. İkinci yarı biraz daha iyi oynamış olsa da Emre’den beklediğimizi aldığımız maç sayısı bir elin parmağını ya geçer ya geçmez.
70’te Ntcham girdikten sonra orta sahadaki hareketliliğimiz arttı ve 45 dk oynamış olsa da Ntcham’ın pas yüzdeliği de iyiydi. Belki de Ntcham’ın sadece 45 dakika oynaması iyi olmasını sağlamıştır.Maçın en iyisi bence Bennasser’di. Kendisine ne görev verilse layıkıyla yerine getirdi. Van Drongelen de 1-2 pozisyon dışında iyiydi. Marc Bola kesinlikle her maç oynamalı. Soner’den çok daha etkili bindiriyor.
Ligde kalma derdimizin olmadığını bir önceki yazımda söylemiştim. Kasımpaşa mağlubiyeti bu düşüncemi değiştirmedi. Hatta galibiyet beklediğim Trabzon maçında yenilsek de bu düşünce değişmeyecek. Konya ve Karagümrük maçlarından galibiyet gelecekse Alanya maçından dahil puan alamasak da olur. Zira 6 puan bizi, 45 puanla ligde tutar.
Sağlıcakla.
