İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine dördüncü gününde devam ediliyor. Dünki duruşmada savunma yapan Mehmet Halis Başli, “Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı” dedi.
Duruşmanın İlk 3 Gününde Neler Yaşandı?
Haberler.com’da yer alan habere göre, duruşmanın ilk gününde tutuklu sanıklardan hemşire Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında gerçekleştirdiği birkaç işlemi kabul ettiğini ve dürüst bir şekilde ifade verdiğini dile getirdi. Bununla birlikte, bazı suçlamaları reddettiğini belirten Taşçı, hastanelerin düzenli olarak denetlendiğini, ancak bu denetimlerin yükünü hemşirelerin taşıdığını ifade etti:
“Benim bir kuruş para kazandığım yok. Hastanelerin yüzde 70’inde gece yoğun bakımda doktor durmuyor. Müdahale etsek ‘Sen neden müdahale ettin’, etmesek ‘Nasıl müdahale etmezsin’ diyorlar. Hasta sayısının fazla tutulması, daha fazla para kazanılması için Fırat Sarı’ya baskı kuruyorlar. Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz. Doktor karar verir. Bebeklerin ciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaca SGK 9 bin 500 bin lira ödeme yapıyor. Hastane toplu alırsa 7000 liraya geliyor. Bu ilacı ne kadar fazla kullanırsan SGK’den daha fazla para alıyorsun. İlaçlar fazlaydı. Fırat Sarı ile bunu konuştuk. Bu ilaçların çöpe gideceğine satılması için. O da onay verdi. Hasan Basri topluyordu, bana getiriyordu ben de satışını yapıyordum. Biz bu satma işini 3 kere yaptık. Benim aldığım maksimum komisyon 4-5 bin lira ama Fırat Sarı’nın aldığı 40 bin lira diye biliyorum.”
Hakan Doğukan Taşçı, acil durumlarda zaman zaman bebeklere müdahale yaptığını dile getirerek, “Örneğin entübasyon işlemini doktorun yapması gerek, ama doktor birimde olmadığı zaman, benim yaptığım oluyordu. Yoğun bakım ne kadar doluysa o kadar çok para kazanıyor hastaneler.” dedi.
Taşçı: Kafamıza Göre Hasta Listesi Belirledik
Taşçı savunmasında ayrıca şu ifadelere yer verdi:
Buradan kafamıza göre bir hasta listesi belirledik, bu çocuk nasıl bir şey mesajı üzerine, basamak listesi hasta şablonu ve kötü hasta şablonu var, bizden yazılı istemiyorlardı. Bunlar gerçeğe aykırıydı. Biz sadece çarşaf listesi yapıyorduk. SGK’ya bildirmiyorduk. Hasta 5 günlük entübe iken 10 günlük gösterilmiş. Hasta üç günlük entübe ise SGK daha fazla para öder. O yüzden SGK’dan para almak için daha fazla entübe yazıyorduk. Bebeklerin kullandığı bir ilaç. Akciğer gelişimi sağlamak için kullanması gerekiyor. Bu ilaçların fazlalığı oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi bir şey olmuyordu. Bu ilaçlar için SGK 9 bin 500 lira ödeme yapıyor. Toplu alınca daha fazla para kazanıyor hastane. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu bizde satışları yapıyorduk. Reyap Hastanesi, TRG Hastanesi’nden alındığını söyleyebilirim ama özellikle şu kişiden alınıyordu diyemem. SGK’yı dolandırmak gibi bir amacım yok.
İl Dışı Sevklerden Binlerce Lira Kazanç
Duruşmanın 2. gününde ilk olarak ifade veren Fırat Sarı’nın hemşiresi Hasan Basri Gök, bebeklerin 112’ye bildirilmeden sevk edildiğini itiraf etti ve Serdar Yüksel’in il dışı sevklerden 5 bin lira kazanç sağladığını belirtti.
- Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleriyle ilgili ne biliyorsun?
- Sanık: Bebek sevklerini Fırat Sarı, İlker Gönen ve Mert Özdemir yapıyordu.
- Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyorlardı?
- Sanık: Fırat Sarı’nın tanıdığı doktorlar vardı; bebekleri onlardan alıyordu.
- Mahkeme Başkanı: Neden?
- Sanık: Para kazanmak için.
- Mahkeme Başkanı: 112’yi bilgilendirmeden bu nasıl yapılıyordu?
- Sanık: Doktorlar üzerinden yapılıyordu.
- Mahkeme Başkanı: Para kazanıyorlar mıydı?
- Sanık: Kazanıyorlardı, ama gözümle gördüğüm bir şey yok. Serdar, il dışı sevklerden 5 bin lira kazanıyordu. İlker ve Fırat zaten yöneticiydi.
- MAHKEME BAŞKANI: BEBEĞİ ÖLDÜR DEMİŞSİNİZ
- Mahkeme Başkanı, Hasan Basri Gök’e Mehtap hemşire ile aralarında geçen “Bebeği öldür” diyaloğunu sordu:
- Mahkeme Başkanı: Hemşire Mehtap ile bebek öldürmeyle ilgili bir konuşmanız var.
- Sanık: Çirkin bir cümle. Görüşümü belli etmişim.
- Mahkeme Başkanı: Siz öyle mi yapıyordunuz?
- Sanık: Bebeğin sürekli kalbinin durup geri gelmesine neden olan bir durum vardı, o yüzden.
- Mahkeme Başkanı: Normalde yapılması gereken bu mu? Mehtap’a “Bebeği öldür” demişsiniz.
- Sanık: (Cevap belirtilmedi.)
Gök: Bebek Şu An Yaşıyor Olurdu
- Mahkeme Başkanı: Opara bebeğin ölümü ile ilgili ne biliyorsun?
- Sanık: WhatsApp görüşmelerini gördüm.
- Mahkeme Başkanı: Kimle kim arasında?
- Sanık: Tuğçe ve Doğukan. Fark etmemişler.
- Mahkeme Başkanı: Fark etmemişler mi, fark edememişler mi?
- Sanık: Fark edememişler, yoksa bebek şu an yaşıyor olurdu.
Fırat Sarı’nın Yüzde 40 Kar Aldığı İddiası
Mahkemede sanıklardan hemşir Deniz Korkmaz’a da sorular yöneltildi.
- Mahkeme Başkanı: Savcılıkta ifade vermişsin.
- Deniz Korkmaz: Bildiğim her şeyi anlattım.
- Mahkeme Başkanı: 1 dakika, ifadelerin doğru mu?
- Deniz Korkmaz: Duyduğum, gördüğüm, bildiğim her şeyi anlattım.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın kurduğu sistemde yüzde 40 kar aldığını söylemişsin.
- Deniz Korkmaz: Evet, doğrudur.
Fırat Sarı ile Gönül İlişkisi İtirafı
Duruşmanın 3. gününde ilk olarak sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunması dinlendi. Akyıldırım, elebaşı Fırat Sarı ile gönül ilişkisi yaşadığını itiraf etti.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?
- Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.
- Mahkeme Başkanı: Ne zaman tanıştınız?
- Cansu Akyıldırım: 2019’da.
Para Transferleri Neden Yapıldı?
Mahkemede, sanık Cansu Akyıldırım’a iddianamede yer alan para transferlerinin nedenini sordu. Akyıldırım, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini savundu.
Sanık açıklamasında, “Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi’nde çalışırken de böyleydi.” dedi.
Durmuş: Fırat Sarı Hastayı Entübe Göster Dedi
Mahkeme heyeti Akyıldırım’dan sonra hemşire Çağla Durmuş’un savunması dinledi.
- Mahkeme Başkanı: Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?
- Çağla Durmuş: Şöyle yani, Fırat Sarı “Hastayı entübe göster” derdi.
- Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?
- Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.
- Mahkeme Başkanı: Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?
- Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.
Epikrizler Nasıl Yazılıyordu?
Duruşmaya ara verildikten sonra ilk olarak Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan sanık Damla Atak’ın savunması dinlendi.
- Mahkeme Başkanı: İhmalle adam öldürme, örgüte üye olma ve dolandırıcılıktan dava açıldı. Savunmanı yapacak mısın?
- Damla Atak: Yapacağım. Doğa Hastanesi’nde çalışırken Fırat Sarı ve İlker Gönen ile tanıştım. Örgüt üyesi değilim. 2022 yılında Fırat Sarı ile hastanede çalıştım. Onun işlettiği hastanede görev yaptım.
- Mahkeme Başkanı: Hangi hastane?
- Damla Atak: Duygu Hastanesi. Epikrizleri nasıl yazdıklarını bilmiyorum. Fırat Sarı hastanenin işletmesini yürütüyordu. 2023 yılında Güney Hastanesi’ne başladım. Fırat Sarı yine oradaydı ve orayı da işletiyordu. Ali Dirik, bana ilaçlar çalındığı için işletmeyi göndereceğini söyledi. Dediğini de yaptı; Fırat Sarı’nın işletmesini gönderdi. İşletme gittikten sonra Kaya Bebek yoğun bakıma getirildi.
- Damla Atak: Kaya Bebek’in doğumuna bizzat ben girdim. Hastayı toparladıktan sonra yoğun bakıma yatırdık. Ancak doktor bir yönlendirme yapmadı. Doktorun ayrıldığı söylendi çünkü Ümit Bey, gece aranmasından rahatsız olmuş. Hastane bana doktor göndermedi. Bunun üzerine hastane sahibi Ali Dirik’i aradım ve “Bebeğin akciğerinde kanama var” dedim. O da bana bazı sorular sordu. Ancak bu süreçte hiç doktor gelmedi. Zaten hastanede yenidoğan doktoru bulunmuyordu.
- Mahkeme Başkanı: Bebeğin geliş süreci nasıldı?
- Damla Atak: Bize gelen bebek değil, anneydi. Bebek doğumla birlikte hastaneye geldi.
- Mahkeme Başkanı: Bebeğin doğumundaki doktor kimdi?
- Damla Atak: Songül Hanım.
- Mahkeme Başkanı: Devam et.
- Damla Atak: Hastaneden ve doktordan herhangi bir tedavi talimatı verilmedi. Bize, doktor Hilda Hanım ve Rıza Bey’in geleceği söylendi. Daha sonra Rıza Bey geldi ama kaşesi yoktu. Doktor Şehmuz’un kaşesi kullanılıyordu, oysa o doktor çoktan ayrılmıştı. Doktor Ümit Bey ve Mehmet Bey de Şehmuz Bey’in kaşesini kullanıyordu. Daha sonra Hilda Hanım’ın kaşesi kullanılmaya başlandı. Rıza Bey, Hilda Hanım’ın kaşesiyle geldi ve hastaları dolaştı. Kaya Bebek ile ilgili yapılabilecek hiçbir şey olmadığını söyledi.
- Damla Atak: Kaya Bebek’i görmediğini söyledi ama benim yanımda gördü. Gece sorumlusu Batuhan vardı. Nöbete geliyordu, ama akciğerler kanamaya devam ediyordu. Ben kalp masajı yapılabilecek durumda olduğunu düşünmedim. “Doktoru ara” dediğimi hatırlamıyorum ama doğru yönlendirdiğimi düşünüyorum çünkü Rıza Bey’i araması gerekiyordu. Batuhan, fişi çekmesini yaşamaz diye söyledi. Ama bu süreçte Batuhan’ın beni aramadığını, Doğukan’ı aradığını öğrendim. Doğukan’ı araması yanlıştı. Beni arasaydı ben giderdim.
- Damla Atak: Ayrıca, Rıza Bey çocuk doktoru sanıyorduk ama değilmiş. Kaya Bebek’in ölümüyle ilgili suçlamayı kabul etmiyorum.
- Mahkeme Başkanı: Rıza Bey, o hastaneyle ilişkisinin olmadığını söyledi.
- Damla Atak: Rıza’nın haberi yoksa nasıl “Fişi çek” diyebiliyor?
- Mahkeme Başkanı: Kaya Bebek’in ölümünden sonra denetim geldi mi?
- Damla Atak: Evet, normalden daha kapsamlı bir denetim geldi. Bütün evrak ve dosyalar toplandı. Denetim sonrası Ali Bey yanıma geldi. Gece doktor Hilda Hanım geldi dedim çünkü onun kaşesi kullanılıyordu. Batuhan’ı aradım ve “Gece Hilda Hanım geldi diyeceksin” dedim. Hilda Hanım ve Rıza Bey evliydi.
Yoğun Bakımdaki Kameraları Kim Çıkardı?
- Mahkeme Başkanı: Kameralar ne oldu?
- Damla Atak: Hastane sahibi Ali Dirik yoğun bakımdaki kameraları çıkardı.
- Mahkeme Başkanı: Kamera kayıtlarına ilişkin ne diyeceksin?
- Damla Atak: Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya’dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.
- Mahkeme Başkanı: Batuhan Çetin seni bebek için aradı mı?
- Damla Atak: Hayır, aramadı. Savcı, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi ama beni aramadı ki. Evim Güney Hastanesi’ne 10 dakika mesafede. Gece saat 4’te kalkıp gittiğim hastalar oldu.
Babası Bebeğini Morgdan Bisküvi Kutusuyla Alıp 1,5 Saat Taşıdı
Ölen Kaya bebeğin avukatı, sanık Dr. Rıza Keykubad’a soru sordu:
- Mağdur Avukat: Gece aradıklarında “Beni neden arıyorsunuz?” dediniz mi?
- Rıza Keykubad: Aradıklarında cevap verdim.
- Mağdur Avukat: Hastaneye numaranızı verdiniz mi?
- Rıza Keykubad: Eşim başvuru yaparken numara verdim.
- Mağdur Avukat: Neden siz numara verdiniz sonuçta eşiniz işe başlayacak?
- Rıza Keykubad: Ben de verdim.
- Mağdur Avukat: Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır.
Başlı: Doktorlar da Bizim Notlarımızdan Faydalanarak Epikriz Yazıyorlardı
Mehmet Halis Başli duruşmanın 3. günündeki (dünki) savunmasında, Bağcılar Şafak Hastanesi’nde hemşire olarak görev yaptığını belirterek, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Bağcılar Şafak Hastanesi’nde, sonra da TRG Hospitalist Hastanesi’nde çalıştım. Reyap Hastanesi’nde 2019-2020 yılı arasında çalıştım. Hastanenin yoğun bakım işletme ücretini SGK ödüyordu. Ben de hastaneden yoğun bakım işletmesi ile maaş alıyordum. Dosyanın epikriz yazması için doktorun olması gerekiyor. Coursof ile bilgim yok. Sadece doktorlar bu ilaçların alınmasına karar verirler, alım satım işlemi ile alakalı bilgim yok maalesef. WhatsApp’ta Fırat Sarı ile aramda bir görüşmem olmamıştır” dedi.
Hesap hareketlerine ilişkin konuşan sanık Başli, “İşletmeden maaş ödemesi alırdı, ek ödemeler ise fazla çalışmasının karşılığı olarak ödenirdi. Hastaların şekerini, tansiyonunu, beslenmesini biz gün içinde yazarız. Doktorlar da bizim notlarımızdan faydalanarak epikriz yazıyorlardı” diye konuştu.