Dün Samsun’da bir kadın, ayrılmak istediği dini nikahlı eşi tarafından bıçaklanacak öldürüldü.
Dün Samsun’da BİR KADIN ÖLDÜRÜLDÜ.
Dün BİR KADIN DAHA SON NEFESİNİ VERDİ.
Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki Türkiye’de her geçen gün şiddetini artırarak kanayan yaramız olmaya devam ediyor. Her gün tanık olduğumuz ya da haberini aldığımız şiddet, istismar ve bunun gibi pek çok olay, toplumda büyük bir öfke ve hayal kırıklığı yaratıyor.
Peki Türkiye’de aile içi şiddet olaylarının önüne geçmeye yardımcı olarak 6284 olarak nitelendirdiğimiz bir kanun varken, neden her geçen gün kadına ve çocuğa yönelik şiddet olayları artarak devam ediyor?
6284 sayılı kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için atılmış önemli bir adım olmasına rağmen, neden bu yasalar yeteri kadar etkin bir şekilde uygulanmıyor? Kolluk kuvvetlerinin bu yasaları uygulamasını ya da tehdit altındaki kadınları bilgilendirmesini engelleyen şey ne? Kendi cehaletleri mi yoksa başka bir engel/engeller mi var?
Aslına bakarsanız 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”, 2012 yılında yürürlüğe girmiş, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair en kapsamlı yasal düzenleme. Bu kanun, kadına yönelik şiddeti önlemek, mağdurları korumak ve failleri cezalandırmak amacıyla geniş kapsamlı tedbirler içeriyor. Öyle ki tehdit altındaki bir kadının kimlik bilgilerini değiştirerek izini kaybettirme gibi devasa bir hak tanıyor.
Peki biz kadınlar, haklarımızın ne kadarını biliyoruz?
6284 Sayılı kanunla beraber tehdit altındaki kadınlara tanınan hakları tüm kadınların bilmesi bence büyük önem taşıyor. O haklar bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum:
- Hayati tehlike söz konusu olduğunda kadın veya çocuklar için geçici koruma önlemlerinin alınması
- Hukuki, mesleki, psikolojik ve sosyal rehberlik ve danışmanlık hizmetleri sunulması
- İhtiyaç duyanlar için barınma yerinin temin edilmesi
- İş yeri değiştirme imkânı sağlanması
- Başvuru sahibi evli ise, ortak konuttan ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesi
- Geçici maddi yardım sağlanması
- Hayati tehlike durumunda, Tanık Koruma Yasası çerçevesinde kimlik ve ilgili belgelerin değiştirilmesi
- Çocuk bakım olanaklarının sağlanması
- Fail, korunan kişi/kişilere, onların bulundukları konutlara, okullara ve iş yerlerine yaklaşmamasını sağlama
- Çocuklarla ilgili daha önce belirlenmiş bir kişisel ilişki varsa, bu ilişkinin polis refakatinde sınırlandırılması ya da tamamen kaldırılması
- Failin, koruma altındaki kişileri iletişim araçları veya benzeri yollarla rahatsız etmemesini sağlama
- Failin, ortak konuttan hızlı bir şekilde uzaklaştırılması ve konut korunan kişiye tahsis edilmesi
- Fail, şiddet uygulamamış olsa bile, mağdurun yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması
- Failin, hukuken izin verilmiş olsa dahi sahip olduğu silahları kolluğa teslim etmesi
ANCAK; 6284 sayılı kanunun güçlü yapısı, ne yazık ki sadece kâğıt üzerinde. Bu kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde kritik bir rol oynamasına rağmen uygulamadaki eksiklikler ve adalet sisteminin yetersizlikleri, kadınları koruma hedefine ulaşmada büyük engel oluşturuyor.
Peki Türkiye’de Adalet Sistemi Neden Yetersiz?
Bunun da cevabını şu şekilde özetleyebiliriz:
Şiddet mağduru kadınlar için verilen uzaklaştırma ve koruma kararları çoğu zaman etkisiz kalıyor. Çünkü failin bu kararlara uymaması durumunda yeterince caydırıcı yaptırımlar uygulanmadığı gibi, şiddet vakalarında mağdurlar tekrar tekrar saldırılara maruz kalıyor. Mağdurlar, adalet sisteminin kendisine koruma sağlayamayacağı yönünde umutsuzluğa sahip. Haksız da sayılmazlar.
Kadına yönelik şiddet vakalarında faillerin ceza almasına rağmen, çoğu zaman hafifletici nedenlerle az ceza alıyor. Sözüm ona “iyi hal indirimleri” faillerin aynı suçu yeniden işleyebilmelerine cesaret tanıyor!
Kolluk kuvvetlerinin 6284 sayılı kanunu uygulamakta yeterli bilgi ve donanıma sahip olmamaları da işin cabası.
Mağdurlar, şikâyet ettiklerinde gerekli hassasiyetle karşılanmadıkları gibi, bazen şikâyetleri görmezden geliniyor (bizzat yaşandı). Bu durum, kadınların yeniden şiddete maruz kalma riskini de büyük ölçüde artırıyor!
Sonuç olarak kadının yaşamasına hak tanıyan 6284 sayılı kanun, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için önemli bir adım olmasına rağmen tek başına yeterli değil.
Adalet sisteminin yetersizliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin devam etmesi ve caydırıcı cezaların uygulanmaması, şiddetin önlenmesinde büyük engeller yaratıyor!
Bu sorunların çözülmesi için atılması gereken adımlar net ve acil:
- Caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı,
- Adalet sistemi güçlendirilmeli,
- Yasalar etkin bir şekilde uygulanmalı,
- Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha bilinçli bir toplum oluşturulması şart.
Aksi takdirde, şiddet döngüsü sürmeye devam ederken, her geçen gün “Sıra ne zaman bize gelecek?” korkusuyla yaşamaya alışmış bir toplum olacağız…