Küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sürdüğü bu dönemde, OPEC+ ülkelerinin kararları ve Çin’in rafineri endüstrisine yönelik politikalarının ham petrol ve petrol ürünleri piyasalarının gidişatında kritik rol oynayacağı ifade ediliyor
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) hükümetlerin mevcut politikaları ve piyasa eğilimlerine göre hazırladığı Petrol 2023 orta vadeli piyasası raporuna göre, küresel petrol piyasaları Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş nedeniyle son 3 yıldır yaşanan türbülans sonrası kademeli olarak yeniden şekilleniyor.
Ham petrol fiyatları savaş öncesi seviyenin altına çekilirken, rafineri ürünleri fiyatları da özellikle gelişmiş ülkelerdeki talep yavaşlamasıyla gerileme gösteriyor.
OPEC+ ülkelerinin gelecek aylarda uygulayacağı üretim kesintilerinin arzda büyük ölçüde sıkılaşma yaratabileceğini öngören IEA, 2022-2028 yıllarını kapsayan döneme ilişkin piyasa görünümünün iyileşmesini bekliyor.
Petrol fiyatlarının yükselmesine yol açan savaş, arz güvenliği endişelerini ana gündem haline getirerek temiz enerji teknolojilerinin kurulumunu hızlandırırken, bu yıl petrol ve gaz üretimi yatırımlarının yüzde 11 yükselişle 528 milyar doları bulacağı ve 2015’ten beri en yüksek seviyesine ulaşacağı öngörülüyor.
Petrol talebindeki yavaşlamaya rağmen büyük üretici ülkelerin kapasite artışlarına devam edeceği ve bunun sonucunda ağırlıklı olarak Orta Doğu’da olmak üzere günlük en az 3,8 milyon varil petrol üretim kapasitesinin boşa çıkacağı tahmin ediliyor.
OPEC+ dışında ABD, Brezilya ve Guyana’nın aralarında bulunduğu üretici ülkelerin küresel arz kapasitesini 2028’e kadar günlük 5,1 milyon varil artırma planları bulunurken, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Irak, OPEC+ içindeki kapasite artış planlarında başı çekiyor.
Söz konusu planların OPEC+ üyelerinin günlük 0,8 net artış sağlayacağı hesaplanıyor.
Ulaşım sektörü kaynaklı petrol talebi 2026’dan sonra aşağı yönlü
IEA’nın hesaplamalarına göre, küresel petrol talebi 2022’deki seviyesine göre 2028’e kadar yüzde 6 büyüyerek günlük 105,7 milyon varile ulaşacak.
Küresel petrol talebindeki artışın itici güçleri olarak, petrokimya ve havacılık sektörlerindeki güçlü talep öne çıkıyor.
Bu toplam artışa rağmen, küresel petrol talebindeki yıllık artış bu yılki günlük 2,4 milyon varil seviyesinden 2028’de günlük 400 bin varile düşecek.
Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla ulaşımdaki petrol talebi ise 2026’dan sonra düşüşe geçecek.
Çin’in talebi 2024 sonrası yavaşlayabilir
Küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sürdüğü bu dönemde, OPEC+ ülkelerinin kararları ve Çin’in rafineri endüstrisine yönelik politikalarının ham petrol ve petrol ürünleri piyasalarının gidişatında kritik rol oynayacağı ifade ediliyor.
Kovid-19 önlemlerini son kaldıran ülke olan Çin’in petrol talebinin 2023’ün ikinci yarısında toparlanması ancak 2024’ten itibaren talepte yavaşlama görülmesi bekleniyor.
Bununla birlikte, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilerde artan petrokimya talebi ve güçlü tüketim artışının, gelişmiş ekonomilerdeki daralmayı telafi edeceği tahmin ediliyor.
Rafineri sektöründe 2028’e kadar kapasite artışının rafineri ürünlerine yönelik talebi geride bırakması bekleniyor.
IEA Başkanı Fatih Birol, orta vadede petrol piyasalarının görünümüne ilişkin değerlendirmesinde, temiz enerji ekonomisine geçişin hız kazandığını ve elektrikli araçlar, enerji verimliliği ve diğer teknolojiler geliştikçe petrol talebinde zirvenin 2030’dan önce görülebileceğini belirterek, “Petrol üreticileri değişimdeki artan hıza çok dikkat etmeli ve yatırım kararlarını planlı bir dönüşüme göre ayarlaması gerekiyor.” uyarısında bulundu.