Türkiye’de iflaslar tarihi seviyelere ulaşırken, küresel piyasalarda da alarm zilleri çalıyor. 2024’te binlerce şirketin iflas etmesi sadece şirketleri değil, çalışanları da vuruyor.
2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye, iflaslarda tarihi bir artışa tanık oldu. Aralık 2024’te Türkiye’de iflas eden şirket sayısı 7.945 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Aynı dönemde, bir önceki ay olan Ocak 2025’te ise bu rakam 2.037’ye düştü. Türkiye’de 1995’ten 2025’e kadar ortalama yıllık iflas sayısı 940,91 olarak kaydedilmişken, 2024 sonu itibarıyla konkordato başvurularında da önemli bir artış yaşandı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dezenflasyon programı ve sıkı para politikalarının etkisiyle, 2024’te mahkemelere yapılan konkordato talepleri 1.723’e yükseldi. Aynı yılın sonunda karara bağlanan konkordato ve iflas sayısı ise 3.497’yi buldu, bu da bir rekor seviyeye işaret ediyor.
Küresel çapta ise benzer bir tablo görülüyor. Yavaşlayan ekonomik büyüme, jeopolitik gerilimler ve finansman koşullarındaki sıkılaşma, 2025 yılında dünya genelinde iflasların artmasına yol açacak. Özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’daki iflas sayılarının artması bekleniyor. 2025’te ABD’de iflasların %12 oranında artarak 27.800 şirketi bulması öngörülüyor. Almanya’da ise iflasların %4 artarak 23.000 şirkete ulaşacağı tahmin ediliyor. Fransa ve Birleşik Krallık’ta ise iflaslarda bir düşüş yaşanacağı, ancak bu azalma hızının 2026 yılına kadar devam edeceği öngörülüyor. Diğer yandan, İtalya’da ve Çin’de iflasların artacağı bekleniyor. Çin’de 2025 yılı itibarıyla %5 artışla 6.850 şirketin iflas etmesi bekleniyor, ardından 2026’da %6’lık bir artış daha öngörülüyor.
Dünya genelinde iflasların artması, özellikle inşaat, perakende ve hizmet sektörlerinde önemli iş kayıplarına yol açabilir. Avrupa ve ABD’de toplam işsizliğin %8’e kadar yükselmesi, son 10 yılın en yüksek seviyelerine ulaşması bekleniyor. Türkiye’de de artan iflaslar ve konkordato talepleri, yüksek faiz oranlarının ve ekonomik belirsizliklerin etkisini gösteriyor. Küresel ekonomik daralma, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalarda da benzer riskleri beraberinde getiriyor.
Küresel piyasalarda faizlerde beklenen gevşeme, şirketler için sınırlı bir rahatlama sağlayacak gibi görünse de, özellikle yüksek borç yükü taşıyan sektörlerdeki şirketler üzerindeki baskılar devam edecek. Bu durum, yalnızca Türkiye’de değil, küresel çapta da ticari iflasların yüksek seviyelerde kalmasına neden olabilir.