Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, obezite ile psikolojik sağlık arasındaki ilişkiye dikkat çekiyor. Aktimur, obezitenin sadece fiziksel sağlık üzerinde değil, aynı zamanda psikolojik ve ruhsal huzur üzerinde de olumsuz etkiler yarattığını vurguluyor. Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden gelen bu uyarılar, obezitenin sadece bir bedensel sorun olmadığını, aynı zamanda psikolojik sorunları da tetikleyebileceğini gösteriyor.
Prof. Dr. Aktimur’un deneyimlerine dayanarak aktardığına göre, kişiler zor zamanlarında kendilerini boşlukta hissettiklerinde kilo alma eğiliminde olabiliyorlar. Bu durumda yaşanan sorunlar kilo verme çabalarını da engelleyebiliyor. Bu bağlamda, obezite ile psikolojik sağlık arasındaki ilişkinin, kişinin yaşadığı stres, endişe ve duygusal zorluklarla birlikte karmaşık bir hale geldiğini belirtiyor.
Obezitenin psikolojik sağlık üzerindeki olumsuz etkileri sadece kilo alma eğiliminde değil, ilerleyen dönemlerde iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalara neden olabileceğini vurguluyor. Bu durum, obezitenin sadece bireysel bir sağlık sorunu olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik sonuçları da olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Recep Aktimur’un vurguladığı gibi, obeziteyle mücadele sadece kilo vermekle sınırlı değil, aynı zamanda psikolojik sağlık ve ruhsal huzurun da korunması gerekiyor. Bu nedenle, obeziteyi ele alırken sadece fiziksel sağlık değil, aynı zamanda psikolojik sağlık da göz önünde bulundurulmalıdır.
“Birçok İnsan Bu Kısır Döngü İçinde Kendine Güvenini Kaybeder”
Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.
Obezite Ameliyatının Psikolojiye Etkileri
Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:
“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”
Doktor-Hasta İletişimi: Önemi ve Etkileri
Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.